Atasözleri Sözlüğü

T Harfi ile Başlayan Atasözleri

Atasözleri sözlüğümüzün bu sayfasında T harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları, alfabetik sıraya göre dizilip listelenmiştir. Sayfamızda T harfiyle başlayan 45 tane atasözü ve anlamı bulunmaktadır. Tüm atasözlerine aşağıdaki listeden harf seçerek ulaşabilirsiniz.

T Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları

Tabak, sevdiği deriyi taştan taşa (yerden yere) çalar: Birinin yakınlarına gösterdiği sert davranış onun iyiliği içindir. (tabak: Deri işleme işiyle uğraşan kişi.)

Talihsiz hacıyı deve üstünde yılan sokar: Amacını gerçekleştirmesi mümkün olmayan kişinin karşısına, hatır ve hayale gelmeyen ve yenilemeyen engeller çıkar.

Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır: Kirli işler yaparak çıkar sağlayan kişi, buna elverişli olan durum sona erince sersemleşir, hiçbir iş yapamaz.

Tarlada çayırda, bağ bayırda: Her şey kendisi için en elverişli ortamda gelişir, verimli duruma gelir.

Tarlada izi olmayanın harmanda sözü (yüzü) olmaz: Kendini işe vermeyenden, bir iş üretmeyenden hayır gelmez.

Tarlanın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın: Çiftçinin toprağı suya ne kadar yakınsa değeri o kadar çok olur; bakımı, ürünün güvenliği ve eve kolay taşınabilmesi bakımından toprağın eve yakın olması daha da önemlidir.

Tarlayı koçan zapt etmez, saban zapt eder: Elinizde tarlanın tapusunun olması o tarlaya sahip olduğunuzu göstermez, onu ekip biçebiliyorsanız asıl o zaman o tarla sizin demektir.

Taşa çıkan keçinin ağaca çıkan oğlağı olur: Çocuklar ana ve babalarından öğrendiklerini yapmaya özenirler.

Taşıma su ile değirmen dönmez: İşi yapacak olanda yeteri kadar güç bulunmadıkça başkalarının küçük katkılarıyla sürekli ve büyük bir iş yürütülemez.

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır: Gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir.

Tatlı söz can azığı, acı söz baş kazığı: Gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir.

Tatlı söz dinletir, tatsız söz esnetir: Güzel bir konuşmayı dinlemeyi herkes sever, sıkıcı bir konuşma dinlemek zorunda kalanlar, sıkıldıklarını belli etmekten kendilerini alamazlar.

Tatlı tatlı yemenin acı acı geğirmesi olur: Sonunu düşünmeden hoşlandığı şeyleri yapan kişi bir süre sonra bunun sıkıntısını çeker.

Tatsız aşa su neylesin, akılsız başa söz neylesin: İşe yaramayan nesneyi küçük çabalarla bir şeye benzetmek boş olduğu gibi aptal kişiyi de sözle akıllandırmak imkânsızdır.

Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış: Önemsiz kişi, önemli kişiye küsse önemli kişinin umurunda bile olmaz.

Tayfanın akıllısı, geminin dümeninden uzak durur: Akıllı işçi, beceremeyeceği yönetim işine el atmaz.

Taze bardağın suyu soğuk olur: Hayatına giren yeni şeyler, yeni dostlar kişiye hoş görünür.

Tebdilimekânda ferahlık vardır: Sağlık veya görev değişikliği nedeniyle bir yerden başka bir yere gitmek huzur sağlar. (tebdilimekân: Yer değiştirme)

Tek elin nesi var, iki elin sesi var: Başarıya ulaşmak için birlik olmak gerek.

Tek kanatla kuş uçmaz: Gereken koşullarla donanıp güçlenmeyen kişi amacına ulaşamaz.

Tekerlek kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur: Sonucu kötü çıktıktan sonra bir davranış üzerine akıl öğreten çok bulunur.

Tekkeyi bekleyen çorbayı içer: Bir şeyi elde etmek için bazı sıkıntılara katlanmak gerekir.

Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin: Tembel, kendisine buyurulan işi yapmamak için ya onun yapılmasına ihtiyaç bulunmadığını söyler ya da buyurulan biçimde değil, kendisinin işine gelen biçimde yapmayı önerir.

Tembele “kapını ört” demişler, “yel eser örter” demiş: Tembel, kapısının örtülmesini bile rüzgârdan bekler.

Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş: Hoşa gitmeyen herhangi bir nitelik yönünden birbiriyle benzeşen iki kişi bir araya gelmiş.

Terazi var, tartı var, her şeyin bir vakti var: Her şeyin bir ölçüsü ve zamanı vardır.

Terzi kendi söküğünü dikemez: İnsanlar başkalarına yaptıkları hizmetleri kendilerine yapamazlar.

Terzinin işi kötü, ayıbını örten ütü: Kişi, olumsuz yanlarını gizlemeyi bilir.

Terziye “dinlen” demişler, ayağa kalkmış: Rahat görünen öyle işler vardır ki onunla uğraşanların dinlenmesi, kimileri için yorucu olan davranışlarla olur

Testi kırılsa da kulpu elde kalır: Zarar da etse varlıklı bir kimse büsbütün yoksul kalmaz.

Teşbihte hata olmaz (olmasın): Yeri geldiği zaman çirkin, kaba bir benzetme ile anlatıma daha etkili bir hava verilmesi saygısızca bir davranış değildir, kimse bundan alınmamalıdır.

Teyze, ana yarısıdır: Teyze, bir kimseye annesi gibi sevgi, şefkat gösterir, onunla yakından ilgilenir.

Tırnağın varsa başını kaşı: Hiç kimse başkasından yardım beklememeli; kendisinin olanakları varsa bir işe girişmeli, yoksa girişmemelidir.

Tilki tilkiliğini anlatıncaya kadar post elden gider: Bir gerçeği anlatıncaya kadar çoğu kez başa gelmedik şey kalmaz.

Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır: Bir kişi ne kadar farklı yerlerde yaşarsa yaşasın, ne kadar farklı işlerle uğraşırsa uğraşsın, bağlı bulunduğu çevreye veya işe dönmek zorunda kalır.

Tilkiye “tavuk kebabı yer misin?” demişler, “adamın güleceğini getiriyorsunuz” demiş: Bir kimseye çok özlediği hâlde elde edemediği bir şeyi “ister misin?” diye sorulmaz.

Tok açın hâlinden bilmez: Varlıklı olan, yoksulun ne denli sıkıntı içinde bulunduğunu bilmez.

Tok ağırlaması (ağırlamak) güçtür (güç olur): Karnı tok olanlara yemek beğendirmek kolay değildir.

Tok iken yemek yiyen, mezarını dişiyle kazar: Tok karnına yemek yemek, sağlık için çok zararlıdır.

Topalla gezen, aksamak öğrenir: Kötü insanlarla düşüp kalkanlar, onlardan kötü huy kaparlar.

Toprağı işleyen, ekmeği dişler: İşini yapması gerektiği biçimde yapan kişi, çalışmasının verimlerinden yararlanır.

Tutulmayan hırsız beyden büyüktür: Suçu ispatlanamayan, yakayı ele vermeyen hırsız, böyle bir suç işlemesi düşünülmeyen kimselerle dürüstlük yarışı içinde olabilir.

Tuz ekmek hakkını bilmeyen kör olur: İyiliğini gördüğü, ekmeğini yediği kimseye karşı saygısızlık ve hainlik eden kişinin sonu iyi olmaz.

Tüccar züğürtleyince geçmiş defterleri yoklar: 1. Tüccar züğürtleyince, belki bir kimsede alacağım kalmıştır diye eski defterlerini gözden geçirir. 2. vaktiyle önemli işler yapmış olanlar, düşkünlüklerinde eski durumlarını anarak, anlatarak avunmaya çalışırlar.

Türk karır, kılıcı karımaz: Türk ihtiyarlığında bile genç gibi kılıç kullanır. (karımak: İhtiyarlamak)

ATASÖZLERİ KONU ANLATIMI T HARFİYLE BAŞLAYAN DEYİMLER