Atasözleri sözlüğümüzün bu sayfasında Ç harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları, alfabetik sıraya göre dizilip listelenmiştir. Sayfamızda Ç harfiyle başlayan 38 tane atasözü ve anlamı bulunmaktadır. Tüm atasözlerine aşağıdaki listeden harf seçerek ulaşabilirsiniz.
Ç Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Anlamları
Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme: Kişi, çağrıldığı yere gitmeli, çağrılmadığı yere gitmemelidir. (erinmek: Üşenmek.)
Çalma elin kapısını, çalarlar kapını: Kimseye kötülük yapma yoksa onlar da sana aynı kötülüğü yaparlar.
Çam ağacından ağıl olmaz, el çocuğundan oğul olmaz: Her şeyin bir değeri vardır; yapacağı iş, kullanılacağı yer ayrıdır.
Çam sakızı çoban armağanı: Verilen bir armağanın sunulduğu kimseye değerine uygun olmadığını ve verenin gücünün ancak buna yettiğini özür yollu anlatmak için söylenen bir söz.
Çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar: Kişi, kendisi için önceden yaptığı hazırlıkların verimini ileride alır.
Çanakta balın olsun, Yemen’den (Bağdat’tan) arı gelir: Malı güzel olan kimse için müşteri kaygısı yoktur, onun malına uzak yerlerden bile istekli çıkar.
Çatal kazık yere batmaz (geçmez, çakılmaz): Birden çok kimsenin söz sahibi olduğu iş yürümez.
Çay kuşu, çay taşı ile vurulur: Her iş, ancak ve ancak o iş için gerekli araçla yapılabilir.
Çekişilmeyince pekişilmez: Düşünceler karşılıklı tartışılmadan sağlam bir anlaşma ve uzlaşma ortaya çıkmaz.
Çıkmadık candan umut kesilmez: Elden gitti sandığımız bir şeyle ilgimiz büsbütün kesilmemişse gereken çabayı harcayarak onun elimizde kalmasını sağlayabileceğimizi umabiliriz.
Çıngıraklı deve kaybolmaz: Nerede olsa varlığını gösteren kimse unutulmaz.
Çıra dibi karanlık olur: Bir kimse, başkalarına bol bol yaptığı yardımı kendi yakınlarına yapmaz.
Çiftçiye yağmur, yolcuya kurak; cümlenin muradını verecek Hak: Kullar Tanrı’dan kendilerine gerekli olan şeyleri dilerler, bu dilekleri kabul edecek olan Tanrı’dır.
Çiğnemeden yutulmaz: En kolay bir iş dahi emek gerektirir.
Çivi çıkar ama yeri kalır: Gönül yarası kapansa da unutulmaz.
Çivi çiviyi söker: Güçlü bir şey, kendisi güçlü olan başka bir şeyle veya durumla etkisiz bırakılır.
Çobanın gönlü olursa (olunca) tekeden yağ (süt, köremez) çıkarır: Kişi istediğinde olmayacak gibi görünen işlere çözüm yolu bulur.
Çobanın yağı çok olursa çarığına sürer: Varlıklı ama akılsız ve hesapsız kişi malını gereksiz yerlere harcar, telef eder.
Çobansız koyunu kurt kapar: Yöneticisi, koruyucusu olmayan kişiyi ve topluluğu düşman ezer.
Çocuğa iş, ardına sen düş: Çocuk kendisine ısmarlanan işi yapamayacağından işi buyuran kimsenin onun arkasından gitmesi gerekir.
Çocuğu işe sal, ardınca sen var: Çocuk kendisine ısmarlanan işi yapamayacağından işi buyuran kimsenin onun arkasından gitmesi gerekir.
Çocuğun bulunduğu yerde dedikodu olmaz: Küçük çocuğun bulunduğu yerde herkes çocukla uğraşmaktan dedikodu yapmaya fırsat bulamaz.
Çocuğun yediği helal, giydiği haram: Çocuğun iyi beslenmesi için ne kadar para harcansa yerindedir ancak hor kullanacağı ve kısa zamanda da küçüleceği için pahalı giysiler giydirilmesi doğru değildir.
Çocuk düşe kalka büyür: Çocuk yürümeye başladığı sırada sık sık düşer, anne baba bu duruma üzülmemelidir.
Çocuktan al haberi: Bir aile sorunu veya ailece gizli tutulan bir şey, çocukların rastgele söyledikleri bir sözle açığa çıktığında söylenen bir söz.
Çoğu zarar, azı karar: Hiçbir zaman aşırıya kaçılmamalıdır.
Çok bilen (söyleyen) çok yanılır: Çok bildiği için kendine güvenen kişi, bilmediği şeylere de karışır ve bunlarda yanılır.
Çok el ya yağmaya ya yolmaya: Çok kimsenin katılmasıyla yağma ve yolmadan başka bir iş başarılamaz.
Çok gezen çok bilir: Çok gezen, çok yer gören çok şey öğrenir; çok yaşayan, çok okuyan onun bildiklerini bilemez.
Çok gezen tavuk ayağında pislik getirir: Gezip dolaştığı yerlerde kötü şeyler de bulunan kimse, kötü alışkanlıklar ve zararlı bilgiler elde ederek yerine döner.
Çok havlayan köpek ısırmaz: Karşısındakini bağırıp çağırmakla korkutmaya çalışan kimse eylemli bir saldırıda bulunmaz.
Çok koşan çabuk (çok, tez) yorulur: Sürekli çalışabilmek ve sonuç elde edebilmek için harcanan çabanın yormayacak ölçüde olması gerekir.
Çok naz âşık usandırır: Başka şeylerde olduğu gibi nazlanmada da aşırı gidilmemelidir.
Çok söyleme arsız edersin, aç bırakma hırsız edersin: Yönetimi altında bulunan kimselere sık sık müdahale edenler bekledikleri verimi alamadıkları gibi onları da arsız ederler; yiyecek ve para bakımından da sıkıntıya düşürenler onları hırsızlığa itmiş olurlar.
Çok söz (laf) yalansız, çok para (mal) haramsız olmaz: Bol kazancın içinde yasa dışı elde edilmiş para bulunduğu gibi çok konuşanın sözleri arasında da mutlaka yalan bulunur.
Çok yaşayan (okuyan) bilmez, çok gezen bilir: Çok gezen, çok yer gören çok şey öğrenir; çok yaşayan, çok okuyan onun bildiklerini bilemez.
Çömlekçi suyu saksıdan içer: Kişi, geçimini sanatı ile sağlar.
Çürük tahta çivi (mıh) tutmaz: Aslında yaramaz olan veya sonradan o duruma getirilen şeyi, ne kadar uğraşsanız da işe yarar duruma getiremezsiniz.